Organizasyon kültüründe akıl ve kalbi birleştirmek, birlikte hareket edebilmek giderek önem kazanıyor.
Başarmak...ne kadar büyük anlamlar yüklü bir kelime. Başarı tanımı herkes için farklı olabiliyor. Yine de ortak paydada “mutlu” ve “tatminkar” hissetmek var.
Zorlukların üstesinden gelmek… İz bırakmak.. Anlam bulmak.. Kendini gerçekleştirmek… İşte kısaca başarı!
Başarılı liderlere ve iş sahiplerine başarı nedir diye sorulmuş. Bize önemli ipuçları veren yanıtlar şöyle;
İşimin anlaşılması
Asla para, ev veya nakit değil, yaratıcılığımı ortaya koyarak sorunların üstesinden gelme tatmini
Kendi rotamı özgürce çizebilmek
Kendimi aşarak bir zorluğun üstesinden gelmek, yapabilmek
Hayatımın belirlediğim beş alanında (zaman, para, ilişkiler, sağlık ve değerler) yeşil ışıkta yani artıda olmak
Her bir alandaki vizyonu gerçeğe dönüştürmek, hayal edebilmeye devam etmek
Varılacak yerden ziyade bir keşfetme süreci, tatmin edecek olanı araştırmak ve birinci sınıf olmaya çalışmak
Razı olduğumuz değil, istediğimiz hayatı doyasıya yaşamak. Hatta bunun da ötesinde başkalarının da daha iyi bir hayat sürmelerine yardımcı olmak,
Bir varış değil, yürüdüğüm ve özgürlüğümü inşa ettiğim yol
Gördüğümüz gibi başarı için tek bir tanım yok. Başarılı sıfatını yakıştırdığımız insanlar, kurucular, liderler başarıyı farklı farklı tanımlayabiliyorlar. İşte tam da bu nedenle herkesin işinde anlam bulması, önemli bir gündem maddemiz haline geldi. Kendi başarı tanımımıza uygun yerlerde var olmak istiyor, henüz kendi tanımımızı yapmamışsak da, bu tanımı yapmamıza yardımcı olacak, potansiyelimizi gerçekleştirebileceğimiz ortamlar arıyoruz. Özetle bizi tatmin edecek işlerle uğraşmak istiyoruz.
Kendi başarı tanımımızı keşfetmek için, kendi deneyimlerimden ve gözlemlerimden yola çıkarak birkaç ipucundan bahsetmek isterim;
İşte veya sosyal alanda mutlu olduğunuz, başarılı hissettiğiniz anları düşünün ve mümkünse not edin
Değer verdiğiniz, önemsediğiniz konuları, kişileri belirleyin. Bunları seçmenizin sebebi ne? Sizin için ne ifade ediyor?
Kimlere nasıl bir ilham vermek, nasıl bir etki yaratmak istediğinizi düşünün
Başarısız hissettiğiniz anlarınızı değerlendirmenize ekleyin. Unutmayın, her başarısızlık bir sonraki başarının yapı taşı olabilir!
Şimdi bu saydıklarımızı biraz zamana bırakıp demleyin. Zamanla başarı tanımınızın daha netleşeceğini göreceksiniz.
Başarılı, anlamlı ve kaliteli yaşam, sürdürülebilirlik tanımı ile, “insan yaşam kalitesini, buna imkan veren ekosistemlerin taşıma kapasitesini aşmadan geliştirmek” ile ortaklaştı.
Sürdürülebilirlik, aynı zamanda ortak bir ideal peşinde olma hali, harekete geçme çağrısı, devam eden bir yolculuk. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine yönelik kurumların öncelikleri değişse de, artan çevre ve toplum bilinci, insanın gelişimini, değişimini ve bilinçli farkındalık konularını gündemimize taşıdı. En önemlisi de kurumlar, bu ideal peşinde olma halini, çalışanlarında inanç yaratmadan, farkındalık yaratmadan, birliktelik sağlamadan, gerçekleştiremeyeceklerini fark etti.
Pandemi ile ciddi paradigma değişimleri yaşadığımız süreçte, insana değer veren kurumların daha öne geçtiğine, yoğun istifaların bu kurumlarda daha az gerçekleştiğine, iyi yetenekleri çekmek konusunda daha başarılı olduğuna şahit olduk. İnsanı merkezine alan ve insana yatırım yapan kurumların sayısı her geçen gün artıyor. Büyük, küçük tüm bu şirketler ve liderleri, kurumsal başarı tanımları ne olursa olsun, işlerinin sürdürülebilirliği için, inovasyonda, teknolojide, kültürde, müşteri ve pazardaki konumlarında insan etkisini ve katkısını görüyor. Organizasyon kültüründe akıl ve kalbi birleştirmek, birlikte hareket edebilmek giderek önem kazanıyor.
Uzun yıllar tecrübe ettiğim kurumsal iş hayatımda son olarak İnsan, Kurumsal Gelişim ve Sürüdürülebilirlik konularından sorumlu üst yönetici olarak görev yapmıştım. Zaman zaman silo olarak tariflediğimiz yapıları, departman öncelikleri olan, hatta kendi gündemleri ile hareket eden yöneticileri gördüm. Aynı şirketlerin farklı yerleşkelerdeki fabrikalarının ayrı bir şirket gibi davrandığı, birbirinden öğrenmek yerine paylaşmamayı tercih ettiği dönemleri, sizlerin aşmış olduğunu umarım. Hâlâ bazı organizasyonlarda, bırakın bölümleri, aynı bölüm içinde farklı rollerdeki insanların samimi bir işbirliği içinde olmadığı durumlara denk geldiğim olsa da, ne mutlu ki, son zamanlarda daha çok takım halinde çalışan organizasyonlarla beraberim.
Çok yönlü ve bütünsel bir bakış açısı sunan sürdürülebilirlik çalışmaları, kurumlarda işbirliğinin gelişimi için bence büyük bir fırsat. Anlamlı bir gelecek oluşturmak için farklı rolleri, coğrafyaları, farklı kademedeki insanları bir araya getirmek ve birlikte başarmalarını teşvik etmek, 2022’de yönetimlerin önemli önceliklerinden biri olacak.
Şirket stratejisinin bir parçası olarak yürütülen Sürdürülebilirlik çalışmalarında, kurumsal görevimde iken, katılımcı ve kapsayıcı bir anlayışla oluşturulmuş ekiplere liderlik etme fırsatı buldum. Sosyal, çevresel ve finansal alanda etki yaratmaya yönelik farklı birimlerden insanların akıl ve kalp birlikteliği ile işbirliği yaptıklarında yarattıkları katkıyı, bu yola çıkan herkesin deneyimlemesini dilerim. İnsanlara amacı verdiğinizde ve güvendiğinizde, adanmışlıkla, yaratıcılıkla nasıl katma değerli işler çıkardıklarına, kendi kendini yöneten ekipler oluşturduklarına şahit olacağınızı gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
2022 yılında anlam bağlamda belirlenirken, en çok birbirimize ihtiyaç duyacağımızı düşünüyorum.
Bilgiyi çoklamak, uzmanlıklardan yararlanmak, çeşitlik ve kapsayıcılıkla farklılıklardan beslenmek için, işbirliğine daha çok ihtiyaç duyacağız. Etkili ve kararlı liderlikle, küçük bir kıvılcımın tüm organizasyonu harekete geçirdiğini hep aklımızda tutalım. Birliktelik ruhunu ve her alanda işbirliğini canlandırdığımızda, inanın sonuçları sizi şaşırtacak.
Fırat Akkemik
İnsan Odaklı Organizasyon Geliştirici