top of page

Neden Fasilitasyon?

Güncelleme tarihi: 16 Haz 2022



Yıllar boyu süren ve bireylerin bir iki kurum ve bir iki pozisyon değişimi yaşayıp emekli oldukları çalışma anlayışı hızla tarih oluyor. Artık projeler dönemindeyiz.

Bu dönemi, iç ya da dış müşterilerimize eşsiz deneyimler yaşatacak projeler üretmemizi, etkili bir şekilde yönetmemizi, sonuçlandırmamızı ve bir sonraki projede daha yüksek bir değere ulaşmak için süreç boyunca öğrendiklerimizi yanımıza alarak ilerlememizi gerektiren, oldukça dinamik bir dönem olarak tanımlayabiliriz.

Bir diğer deyişle, aynı kurum içinde dahi olsak, çalışma yaşamımız boyunca sayısız projede yer alacağımız, hatta kariyer gelişimimiz açısından, farklı projelerde yer almamızın gerekli olduğu bir dönemden bahsediyoruz.

Dönemin belirleyici ögesi ise VUCA [Volatile, Uncertain, Complex, Ambiguous] Dünya. Değişimlerin hızlı, belirsizliğin fazla olduğu çok kompleks bir dünyada yaşıyoruz. Dahası, hayatımıza hızla dahil olan yeni kavramlar konusunda henüz netleşebilmiş değiliz. Aynı resme bakıyor ve farklı şeyler görüyoruz.

Edindiğimiz bilgi ve beceriler ve kazandığımız yeni yetkinlikler sayesinde, değişim ve belirsizlik ile başa çıkma noktasında kendimizi tam da iyi hissetmeye başlamıştık ki, komplekslik ve çok anlamlılık hepimizi yeni bir gelişim alanı ile yüzleştirdi; farklılıklardan beslenen ortak akla ulaşmak. Hepimizi yakından ilgilendiren bu gelişim alanı için neredeyse sihirli bir çözüm sunan fasilitasyona geçmeden önce, komplekslik ve çok anlamlılığın projeler döneminde başarının sürdürülebilirliği üzerindeki etkilerine kısaca göz atalım.

Çalışma gruplarımızın eskiden olduğu gibi birbirlerine ‘oldukça’ benzeyen kişilerden oluşmadığının farkındayız. Farkında olmanın da ötesinde, sanırım birçoğumuz, farklı kültürlere, farklı yaş gruplarına, farklı eğitim ve deneyim geçmişlerine ya da farklı bakış açılarına sahip bireylerden oluşan gruplara dahil olmuşuzdur. Doğal olmasının yanı sıra, grup yapılarındaki bu çeşitliliğe ihtiyacımız da var. Çeşitlilik olmadan, değer yaratmakta yetersiz kalacağımızı biliyoruz.

Ancak, başlangıçta keyifli ve heyecan verici olan bu çeşitliliğin, ilerleyen aşamalarda, özellikle de zor anlarda, keyfi sıkıntıya, heyecanı ise anlaşmazlığa dönüştürdüğünü görmüşüzdür. Bitmek bilmeyen toplantıların, karar alma noktasındaki tıkanmaların, anlaşılmadığını düşünen üyelerin motivasyon kaybının, hatta hatalı iş sonuçlarının ardında bir hep bu farklılıklar yatar.

Bu bir paradoks. Eşsiz müşteri deneyimi sunabilmek için fazlasıyla ihtiyacımız olan bireysel farklılıklarımız aynı zamanda başarımıza engel olabiliyor. İşte, fasilitasyonun eşsiz gücü ve ortak akla ulaşmak için sunduğu sihirli çözüm, tam da bu noktada devreye giriyor.

Çünkü, karar alma gücünün tamamen grup üyelerine ait olduğu kapsayıcı toplantı süreçleri tasarlayan ve içeriğe dahil olmadan, tarafsız bir şekilde bu süreci yöneten fasilitatörler, iki kafanın bir kafadan daha iyi olduğuna ve farklılıklardan doğan sinerjiye inanırlar.

Bu inanç, bir fasilitatöre; grup üyeleri arasında güvene dayalı bir iş birliği ortamı yaratmak, dayanışma kültürü oluşturmak, tüm üyelerin katılımını teşvik etmek, her bir üyenin görüş ve önerilerinin diğerleri tarafından duyulmasına ve anlaşılmasına olanak sunmak, grubun hedeften sapmadan ilerlemesini ve hızlıca ortak bir sonuca ulaşmasını sağlamak gibi oldukça önemli sorumluluklar yükler.

Bu sorumlulukları yerine getirebilmek için bir fasilitatörün, etik kurallara ve kapsamlı bir yetkinlik setine sahip olması gerektiği açıktır. 1994 yılında Kanada’da kurulan ve günümüzde 65’in üzerinde ülkede faaliyet gösteren Uluslararası Fasilitatörler Birliği (IAF – International Association of Facilitators) bu konuda inisiyatif almış ve bu alanda çalışan kişilerin uyması gereken etik kuralar ile sahip olması gereken yetkinlikleri tanımlamıştır.

IAF tarafından oluşturulan Temel Fasilitatör Yetkinlikleri aşağıda belirtilen altı ana başlık altında toplanmaktadır;

A. İşbirliğine dayalı müşteri ilişkileri oluşturmak
B. Uygun grup süreçleri planlamak
C. Katılımcı bir ortam oluşturmak ve sürdürmek
D. Gruba, uygun ve yararlı sonuçlara ulaşmaları için rehberlik etmek
E. Profesyonel bilgi sahibi olmak ve sürekli geliştirmek
F. Olumlu bir profesyonel tutum sergilemek

Dünyanın dört bir köşesinden deneyimli fasilitatörlerin katkılarıyla oluşturulan bu dokümanlara İngilizce olarak www.iaf-world.org sitesinden, Türkçe olarak ise LinkedIn’deki IAF Turkey Chapter sayfasından ulaşabilir ve yetkinliklerin alt kırılımlarını inceleyerek öz değerlendirme yapabilirsiniz.

Başta da belirttiğimiz gibi, artık projeler dönemindeyiz. Hepimiz, müşterilerimize eşsiz deneyimler yaşatacak ürün ve hizmetler ortaya koyan projeler tasarlamak, proje ekiplerinde yer almak ve değer yaratan sonuçlara hızlı bir şekilde ulaşmak istiyoruz. Bu zorlu görevi, toplantılar için ajanda belirleyerek ve katılımcıların eline renkli kalemler ve yapışkan kağıtlar vererek başarabilmemiz çok da olası gözükmüyor.

Eskiler hatırlayacaktır, gruplarda, herkes adına tek kişinin karar verdiği otokratik yaklaşımdan, herkes adına çoğunluğun karar verdiği demokratik yaklaşıma geçildiğinde epey sevinmiştik. Şimdi bunun da yeterli olmadığını görüyoruz. Artık, grup üyelerinin tamamının katılımıyla ulaşacağımız ortak akıl ölçüsünde başarılı olacağımız ‘konsensüs’ dönemindeyiz.

Dolayısıyla, geç kalmadan VUCA Dünyada bunu sağlamanın en etkili yolu olan fasilitasyona ilişkin bilgi edinmeli, beceri kazanmalı ve fasilitatör yetkinliklerimizi geliştirmeliyiz.

Rengin Akkemik
bottom of page